DENTAL TRIBUNE Türkiye Baskısı Haber & Yorum 3 İklim Krizi, Ağız Sağlığına Nasıl Yansıyacak? Son 50 yılın en sıcak yaz mevsimi yaşandı. Salgın devam ederken yaşanan orman yangınları ve seller, doğanın şakası olmadığını tekrar gözler önüne serdi. İklim krizinin sağlık üzerinde önemli etkiler doğuracağı açık, peki ağız sağlığını nasıl etkileyecek? y a b a x i P : f a r ğ o t o F Diş çürükleri ve ağız hasta- lıkları her yıl milyarlarca insanı etkiliyor. İklim değişikliklerinin ağız sağlığını nasıl etkilediğine dair yayınlanmış bir veri olmasa da bu olağanüstü doğa olayları- nın diş kliniklerine nasıl yansıya- cağını bilmek, hazırlıklı olmaya yardım edebilir. International Dental Journal’da iklim değişik- liğinin ağız sağlığı üzerine etki- leri hakkında Donna M. Hackley imzası ile yayınlanan bir makale, bu konuya yoğunlaşıyor. Diş sağlığı, şeker, tütün ve al- kol ürünleri tüketiminin yanı sıra kötü hijyen, stres gibi temel fak- törlerden etkileniyor. Ekonomik durum, kaynakların adil dağılı- mı, sosyal politikalar, kirlilik ve iklim değişikliğinin etkileri de dikkate değer başlıklar arasında. Hackley, makalesinde iklim de- ğişikliğinin etkilerini, ısı stresi, hava kalitesinde bozulma, gıda/ su güvensizliği, vektör kaynaklı hastalıklar ve sosyal faktörler gibi çeşitli başlıklar altında inceliyor. Isı Stresi: Diş kliniklerinde bulunan birçok ilaç ısıdan etki- leniyor. Kimi ilaçlar, aşırı ısı al- tında daha az etki gösterebiliyor. Ayrıca tıbbi krizlere karşı daya duyarlı olan hastalar da söz ko- nusu. Hava kalitesinde Bozulma: Orman yangınlarının artması Astım oranlarını etkilerken, kimi Astım ilaçları da ağız kuruluğu- na sebep olabiliyor. Astım, artan diş çürüğü ve dişeti iltihabı riski ile kronik akciğer hastalıkları ise periodontal hastalıklar ile güçlü bir şekilde ilişkili. Tüm bu et- kenler, hastaların öykülerini ve ilaçlarını düzgün olarak gözden geçirmeyi ve ağız sağlığı açısın- dan da takip etmeyi gerektiriyor. Gıda/Su Güvensizliği: Dünyada, 2,2 milyar insan güven- li içme suyundan yoksun olarak yaşıyor. İçilebilir suyun olmama- sı, sağlık üzerindeki birçok olum- suz etkisinin yanı sıra ağız hijye- ninin de sağlanamaması demek. Su kıtlığı ve ısı dengesizliği, hay- vanların ve ekinlerin büyümesini engellediğinden gıda güvensiz- liğine de neden oluyor. Yetersiz beslenme ve zayıf diş hijyeni, NOMA hastalığının gelişmesin- de en yaygın etkenler arasında. Yetersiz beslenmenin ilişkili ol- duğu diğer alanlar ise diş çürük- leri ve gecikmiş diş sürmesi. Olağanüstü Hava Olayları: Küresel ısınmayla birlikte, aşırı hava olayları daha yoğun hale geliyor. Seller, su kaynaklı hasta- lıklara, ulaşımı etkilemesi nede- niyle tedarik zincirlerinin bozul- masına, iletişimin kesilmesi ve hasta bilgilerine ulaşılamaması, hasarlı ya da yıkılmış diş klinikle- ri gibi durumlara sebep olabilir. Önceden jeneratörleri hazır- lamak, hasta bilgilerini ulaşılabi- lir sistemlere aktarmak, tıbbi te- darik zincirlerindeki muhtemel bozulmalara karşı önlem almak, kriz anlarında dayanıklılığa katkı sunabilir. Vektör Kaynaklı Hastalıklar: Çeşitli vektör kaynaklı hasta- lıklar, oral belirtilerle kendini gösterdiğinden, titiz klinik mua- yene, erken tanı ve daha iyi so- nuçlar alınmasını sağlayacaktır. Sosyal Faktörler: Hava olayla- rı, gıda/su güvensizliği ve ekono- mik etkenler, kişileri gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülke- lere göçe yönlendirecektir. Göç eden nüfus sağlık hizmetlerine erişimden yoksundur ve potan- siyel olarak artan travmatik ağız yaralanmalarına yol açan şiddet riski altındadırlar. Bu tür zorluk- ları ele almak için diş halk sağlı- ğı çözümlerine ihtiyaç vardır. Akıl Sağlığı: Mental stresin ağız sağlığı üzerindeki etkileri, orofasiyal ağrı, çene ağrısı, aftöz ülserler, nekrotizan ülseratif pe- riodontal lezyonlar ve otoimmün hastalıklarla ilgili ülserasyonları içerir. İklime bağlı yerinden edil- me ve şiddet de akıl sağlığı açı- sından zorlayıcı etkenlerdir. Yeşil Diş Hekimliğine Geçiş İklim değişikliklerinin olası etki- lerine hazırlanmak kadar doğaya verilen zararı ortadan kaldıracak ya da azaltacak tedbirleri almak da önemli. Çevreye zararlı ağız sağlığı malzemeleri ve tedavi için kullanılan tek kullanımlık ürün- lerin doğaya uyumlu alternatifle- rine yönelmek mümkün. Klinik yöneticileri, enerji tasarrufu ve atık denetimleri yaparak iklim değişikliğini azaltma yönünde tedbirler alabilir. Yanlış Oral Hijyen Alışkanlıkları Evde Bulaş Riskini Artırabilir mi? Covid-19’un gözler, burun ve ağız yoluyla bulaştığı biliniyor. İspanyol bilim insanları, oral hijyen alışkanlıklarının, birlikte yaşayan kişiler arasında Covid-19 bulaşı üzerine nasıl etki ettiği sorusuna yanıt aradı. SARS-CoV-2 virüsü, üst so- lunum yollarında yaygın olarak bulunan ACE2 reseptörlerini ve tükürük bezlerinin kanallarını kaplayan epitel hücrelerini kul- lanarak insan hücrelerini enfek- te eder. Ayrıca ağızda, özellikle de viral mikropların büyük bir rezervuarı olan dilde olabilirler. Bu nedenle ağız bölgesindeki viral yükü azaltmak için diş fır- çalama ve dil temizliği gerek- lidir. bilim İspanyol insanları, evde başka biriyle yaşayan ve Covid-19 PCR testi pozitif olan 302 kişiyle gözlemsel bir çalış- ma gerçekleştirdi. Dental News Dergisi’nde yayınlanan çalışma için Google formları ile çevrimiçi anketlerden yararlanıldı. Anket soruları içerisinde demografik veriler, karantina sırasındaki ağız hijyeni alışkanlıkları, diş fırçası paylaşma, diş fırçası kabı paylaşma, diş macunu paylaşma, sifonu çekmeden önce klozet ka- pağını kapatma gibi konular ele alındı. Diş Fırçalarını Aynı Kaba Koymayın Çalışmanın işaret ettiği nok- talardan biri, aile içinde diş fır- çalarının aynı kapta olmama- sına dikkat edilmesi. Sağlıklı hisseden bireyler asemptomatik taşıyıcılar olabileceğinden, aile bireylerinin aynı kapta bulunan diş fırçaları, çapraz bulaşmayı teşvik edebilir. Kullanım sonra- sı fırçaların dezenfekte edilmesi de gereklidir. Diş fırçasını, fırça başlığı yukarı gelecek şekilde saklamak hızlı kurumayı kolay- laştırır ve mikroorganizmaların yayılmasını engeller. Covid-19 hastalığını geçirmiş kişilerin ise diş fırçalarını yenilemeleri öne- rilir. Virüs dışkı ve idrarda da bulunduğundan, olası kontami- nasyonu önlemek için diş fırçası- nın, tuvaletten (en az 1 m) uzak tutulması önemlidir. Araştırmacılar, ağız hijyeni alışkanlıkları incelendiğinde, dil temizliği dışında gruplar arasın- da anlamlı bir fark bulunmadığı- nı bildiriyor. Bu sonuç, viral yükü azaltmak için dil fırçalamanın önemi olarak yorumlanmakta. Çalışma, cinsiyete göre çap- raz bulaşmayı önlemek için alınan önlemlerde önemli fark- lılıklar gösteriyor ve rakamlar kadınlarda erkeklerden daha yüksek. Bu bulgu, literatürde ka- dının öncü rolünün vurgulandığı evde bakım ve temizlik konusun- da daha önce elde edilen sonuç- larla uyumlu görülüyor. Araştırmanın, Covid-19’un olası yayılması için bazı ilgili çıkarımları var: Günlük hijyen önlemlerinin, enfeksiyonu ön- lemenin hayati bir parçası oldu- ğunun altı çiziliyor. Dolayısıyla günlük hayatta, belirli bir hijyen yaklaşımının benimsenmesi, en- feksiyonlara karşı korumayı en üst düzeye çıkarmanın bir yo- lunu sunar. Birlikte yaşayanlar arasında viral enfeksiyon riskini en aza indirmek için diş fırça- sı veya aynı diş macunu tüpünü paylaşmamak, bardağı paylaş- s l e x e P : f a r ğ o t o F mamak da dahil olmak üzere olası çapraz bulaşmayı azaltmak için alınması gereken önlemler konusunda bilgilendirme yapıl- malıdır. Diş fırçasının saklandığı yerde sifonu çekmeden önce klo- zet kapağının kapatılması, her kullanımdan sonra diş fırçasının dezenfekte edilmesi ve viral bir hastalıktan sonra diş fırçasının değiştirilmesi, birlikte yaşayan- lar arasında COVID-19’un dolaylı olarak bulaşmasına katkıda bu- lunabilir.