Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Dental Tribune Turkish Edition

lanan görüntüleme yöntemleri, orthopantomogram (panoramik tomografi) ve özel durumlarda / ek bir önlem olarak paralel bir teknik olarak diş filmi görüntü- leridir. Şiddetlenmiş iltihapların ol- duğu birkaç durumda A-tarama ve B-tarama ultrasonografi de kullanılmıştır. Operasyon önce- sinde ve hemen sonrasında bir orthopantomogram ve daha son- ra her üç yılda bir panoramik to- mografi alınmıştır. Ortopantomogramın en bü- yük avantajı, tüm dişlerin osseöz limbus alveolaris ve önemli biti- şik anatomik yapıların panora- ma görüntüsüdür. Diş filmi gö- rüntüleri paralel bir teknik ola- rak karşılaştırıldığında limbus alveolarisin davranışı ile ilgili önermeleri etkinleştirdiğinden dejenerasyonunun ilerlemesi ve durağanlığı sorunları hakkında bilgi vermektedir. Mikrobiyal tanılama Tanısal radyoloji sırasında (yukarıya bakınız), etkilenen alanlarda mikrop ekstraksiyonu da yapılmıştır. Bu geleneksel mikrobiyal inceleme tekniği yo- luyla (mikrop ekstraksiyonu- ekim-saf kültürler-mikroskobik numune-gaz kromatografisi- an- tibiyotik duyarlılığı ve renkli test şeritleri) yapılmamış; onun yeri- ne, DNA-RNA hibridizasyon tüp- leri kullanılmıştır. Bu hibridizas- yon tüplerinin avantajı ekim için problanan alanlardan hiçbir canlı malzeme gerekmemesi böylece klinikteki iş yükünün azaltılmasıdır. Buna ek olarak, klasik mikrobiyal eksaminasyon ile karşılaştırıldığında sonuçlar çok daha hızlı elde edilmektedir. Bu hızlı testlerin dezavantajı nis- peten fiyatlarının yüksek ve kul- lanılan ürünün sulkustaki tüm mikrobiyal organizmaları değil, yalnızca özel belirteci olan mik- ropları tespit edebilmesidir. Bir mikrop ekstraksiyonunun planlandığı alanın pamuklu bir çubukla dikkatlice kurutulması gerekmektedir. Kağıt ucu daha sonra yerine konulmuş ve 10 sa- niyelik bir maruziyetin ardından hemen steril bir kap içinde pa- ketlenip, mikrop belirme için üreticiye iletilmiştir. Üretici, mikropları tespit etmiş ve sözde belirteç mikrop değerlerini de- ğerlendirmiştir. %0.1’den daha azı belirteç mikrop olarak tespit edildiği takdirde sonuç negatif olarak kabul edilmektedir. %0,1- 0,99 belirteç mikrop olarak tes- pit edildiği takdirde sonuç düşük olarak kabul edilmektedir. %1,0- 9,9 belirteç mikrop olarak tespit edildiğinde sonuç orta ve %0'dan daha fazla belirteç mik- rop olarak tespit edildiği takdir- de ise sonuç yüksek olarak kabul edilmektedir. Lazer ışık dekontaminasyonu Dekontaminasyon genel te- davinin önemli bir parçasıdır: Bu, Diyot lazer ışığı ile diş ve implant başına 20 saniye boyun- ca, fiber kontak altında sürekli dalga modunda 810 nm dalga boyu ve 1 Watt uygulandığı za- man sağlanmaktadır. Bu para- metrelere bağlı kalındığında (za- man sınırlaması ve güç sınırla- ması) hastalığa neden olan mik- rop spektrumuna yeterince ha- sar verileceği ve aynı anda pulpa ve/veya periimplant veya peri- odontal doku yapılarında her- hangi bir termal hasar olmaya- cağı garanti edilebilir (Bach ve Krekeler, 1994). Üç hastaya ait vakalar 1995/2010 1995 yılındaki (Krekeler / Bach, Üniversite Dental Kliniği Parodontal Cerrahi Anabilim Da- lı, Freiburg / Breisgau) “Diyot la- zer temel çalışma” orijinal hasta grubundan (25 hasta) “tipik iler- leme özellikleri” ve yapılan teda- vilerde, marjinal parodontopati- lerin tedavisi için kanıtlanmış bir tedavi rejimine Diyot lazer ışık uygulamasının entegre edil- mesinin avantajlarını gösteren üç hasta sunulmaktadır. 1. Vaka (Şekil 1-14) İlgili vakadaki bayan hasta 1954 doğumludur. Tıbbi öyküsü Hasta 37 no.lu dişindeki ağrı nedeniyle Freiburg diş kliniğinin pazar acil servisine gitmiştir. Bu- rada derin bir parodontopati ol- duğu tanısı konulmuş ve hasta takip eden pazartesi günü tedavi için bölümümüze gelmiştir. Has- ta 6 ay önce diş hekiminden bir tüm sabit restorasyon almış; ama bir preprotetik X-ışını tanısı yok. Bayan D. sağlıklı ve sağlık bilin- cine sahip bir fizyoterapist. Klinik temel bulgular (1995) 17 no.lu dayanak dişi, 26 ve 45 no.lu dişlerde olduğu gibi 2 derece gevşeme göstermiştir. Mezial sondalama durdurulması zor profüz kanama ile sonuçlan- mıştır. Genel olarak, BOP ve yük- sek sondalama derinlikleri bu- lunmuştur. İnterdental alanlarda ve pontiklerin altında yumuşak diş depozitleri bulunmuştur. X-ışını tanısı (1995) Panoramik tomografi (orto- pantomogram) ağır yatay ve di- key kemik lezyonlarını göster- mektedir. 35 ve 26 no.lu dişlerin çanak şekilli olma kusurları var- dı. Trifurkasyon 34 radyolojik olarak açılmıştır. Tanı Yetişkin marjinal parodontiti- sin ağır formlarının çoğunun bir hızlı hareket bileşeni olan bö- lümleri vardır. Tedavi Şekli 1995-2010 Ağrı tedavisi kapsamında, ilk olarak 37 no.lu diş; 26, 17 ve 35 no.lu dişlerde olduğu gibi eks- trakte edilmiştir. Ekstraksiyon tedavisi sırasında pontik rekons- trüksiyonlarının üçünün de yok edilmesi gerektiğinden, tedavi- ye, çıkarılabilir immediyat pro- tezler dâhil edilmiştir. Tedavi öncesi aşamanın sorunsuz oldu- ğunu kanıtlanmış olup hasta, gösterilen ağız hijyeni teknikle- rini öğrenmek için oldukça mo- tive ve istekli olmuştur. Kalan dişler, Haziran-Ağustos 1995 arasında açık küretleme ile teda- vi edilmiştir. Hastada uzun süre nüks olmamıştır. Hastanın kalan maksiller yan dişlerine sabit pro- tez takılırken üçüncü kadranda implantlar yapılmıştır. İkinci kadranda hastanın talebi üzeri- ne dişsiz alan bırakılmış, ilk kad- randa kısaltılmış dişler sırası prensibi gerçekleştirilmiştir (5' ile 5’inciye kadar). Bu durum 1996 yılı sonundan 2008’e kadar devam etmiştir. Hasta itina ile tüm geri çağırma randevularına gelmiştir. Olağan temizleme, motivasyon ve bilgi- lendirme adımlarının yanı sıra her zaman Diyot lazer ışığı uy- gulaması yapılmıştır. Periodon- tal olarak ciddi hasar gören kü- çük azılara ve kalan 27 no.lu molara özel bir önem verilmiştir. Marjinal parodontopati ilk reinflamasyonları 2009 yılında fark edilmiş ve 14, 15 ve 27 no.lu dişlere bir kez daha küretleme yapılmıştır. Subliminal; ama la- tent ağrı nedeniyle 15, 14 ve 27 no.lu dişler 2010 yılı başında çı- karılmış ve maksilla tedavisi için yeni bir kavram geliştirilmiştir. Çıkarılabilir teleskopik bir pro- tez (kaninler dayanak dişlerdir) tedaviye dahil edilmiştir. 15 yıl- dır mandibulada bulunan protez hala yerinde olup, doğal ve ya- pay dayanak dişlerde destek do- ku dejenerasyonuna ait herhan- gi bir ize rastlanmamıştır. Epikriz Bu hastada dikkat çeken -geç- mişteki kötü deneyimlerine rağ- men- o dönemde olağandışı olan lazer destekli yeni tedavi kavra- mına çok güvenmesiydi. 15 yılın tamamında hastanın uyumu son derece iyi olmuştur. Bilinçli ağız hijyeni ve geri çağırma sistemine sıkı bağlılığı sayesinde on yıldan fazla süredir rekürrensten uzak kalmıştır. Destek dokudaki önce- ki masif dejenerasyon nedeniyle üç maksiller diş çıkarılırken, bu mandibula için hala geçerlidir. Diyot lazer destekli periodontal tedavi ve sürekli geri çağırma zi- yaretleri sayesinde, hasta maksil- ladaki dişlerinin çoğunluğunu ve sabit protezlerini daha uzun bir süre için korumayı başarmıştır. Maksilladaki bu konseptin çıkarı- labilir olanla değiştirilmesi ge- rektiği; ancak son zamanlarda kabul edilmiştir. Gel gör ki bu, benzer bir öneri (çıkarılabilir protez) o zamanki diş hekimi ta- rafından yapıldıktan ancak 15 yıl sonra meydana gelmiştir. 2. Vaka (Şekil 15-24) Geri çağırma sayesinde (la- zer destekli) başarılı olunan va- ka, 1938 doğumlu erkek hasta. Tıbbi öykü Bu hasta çocukluğundan be- ri, 1991 yılında vefat etmiş olan, bir diş hekimi tarafından tedavi edilmişti. Hasta bir süredir diş ağrısı ve diş etlerindeki kanama- dan şikâyetçiydi ve kendiliğin- den de oluyordu. Hasta, diş kliniğindeki eski diş hekiminin yerine geçen yeni hekime danışmıştır. Ancak bu diş hekimi onun açıklamalarına (ağrı) çok fazla ilgi göstermemiş ve sadece bir kez “Yapılabilecek bir şey yok!” demişti. Hasta, kli- niğimizdeki ilk muayene için alınmış olan son OPG’sini getir- miş; ancak tamamen sağlıklı ol- duğunu belirterek (üç ay sonra kliniğimizde) yeni bir X-ışını ta- nısını reddetmiştir. 1995 yılındaki klinik temel bulgular 27 ve 37, 38 no.lu dişler I-II derece gevşeme göstermektedir. Yan dişler yüksek sondajlama derinlikleri göstermekte ve ge- nel olarak bir BOP tespit edil- miştir. Ön mandibula tahriş ol- madığı bulunmuştur. İnterdental boşluklarda yumuşak diş depo- zitleri vardı. 16, 25, 26, 27, 45, 46, 35, 36 no.lu alanlar dişsizdi. DENTAL TRIBUNE Türkiye Baskısı Yenilik & Uygulama 9 Sayfa 10DT VAKA 2 Şekil 15. 1994 yılına dayanan panoramik tomografi. Tedavi başlamadan önce. Şekil 16. 1995 yılında alınmış olan ilk X-ray görüntüsü. Şekil 17-19. 1995 yılındaki temel bulgular. Şekil 20. 1999’daki 4. yıl takibi. Şekil 21. 2004 yılında alınan panoramik tomografi, dental implantlar dayanak dişlerin sayısını artırmak için yerleştirilmiştir. Şekil 22. Tedaviye başladıktan 12 yıl sonra, dayanak dişlerin sayısını artırma ilkesi hala izlenmektedir (2007 öncesine dayanan OPG). Şekil 23. 2010 yılında alınan güncel panoramik tomografi. Şekil 24. 2010 yılında alınan klinik görüntüler: Hem ön hem de yan görünümlerde ve her iki çene görünümlerinde çoğunlukla irritasyon olmadığı görülmektedir. 15 16 17 18 2019 21 22 23 24 Sayfa 8DT