Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Dental Tribune Turkish Edition

Bilim & Araştırma DENTAL TRIBUNE Türkiye Baskısı8 Kök Hücre Nedir? Tarih boyunca insanoğlunun en büyük hedeflerinden biri, hastalıklara çare bulmak ve in- san ömrünü uzatmak oldu. Çe- şitli bitkilerden elde edilen iksir- lerin binlerce yıl önce hastalıkla- rın tedavisinde ilaç olarak kulla- nıldığına ait bilgiler mevcut. İn- sanoğlunun belki de bilinçaltın- daki ölümsüzlüğe ulaşma isteği bugüne kadar tıp biliminin itici gücü oldu. Yaşamın sırlarının gizli olduğu genlerin filtresi her geçen gün daha fazla çözülmek- te ve hastalıkların tedavisinde bir aşama kaydedilmektedir. Genler, vücutta hayati görevleri olan proteinlerin yapımı için ge- rekli bilgiyi taşımaktadırlar (1). Sayıları 35.000 civarında olan genler, hücre çekirdeğinde bu- lunan kromozom adlı yapılar içerisinde yer almaktadırlar. Bu kromozomlar, sperm veya yu- murta dışındaki tüm hücrelerde 23 çift, yani toplam 46 adet bu- lunmakla birlikte bunların 23 ta- nesi anneden, 23 tanesi de baba- dan gelmektedir. Kromozom sa- yısının eksik veya fazla olması, örneğin kişide normalde 2 tane olması gereken 21. kromozomun 3 tane olması Down Sendromu denilen bir hastalığa sebep ol- maktadır (2). Kök hücre, kendini yenileye- bilme ve farklılaşabilme özellik- lerini birlikte taşıyan hücreler olarak tanımlanmaktadır. Böyle- ce olgun hücrelerde rastlanılma- yan asimetrik bölünme göstere- bilmektedirler. Oysa bu davranış özelliğinin biyolojisi, mekaniz- maları, sorumlu genler, kök hücre kompartımanını oluşturan hücrelerin genetik ve moleküler özellikleri halen araştırma aşa- masındadır. Kök hücreler embri- yonik (fetal) veya erişkin (post- natal) olarak sınıflandırılabilir (3). Erişkin kök hücrelerinin kaynağı; göbek kordon kanı, gö- bek kordonu, kemik iliği, perife- ral kan, hemen hemen tüm vü- cut dokuları (4) ve diş pulpasıdır (5). Son zamanlarda asimetrik bölünmeyi düzenleyen genlerin tanınmaya başlanması, kök hüc- re havuzu içinde istirahatta olan ve uyarılmış hücre gruplarının tanınması, lösemi ve hatta solid tümörlerin gelişiminde kök hüc- reden gelişebileceklerinin göste- rilmesi çok önemli gelişmelerdir (6). Bu özellikleriyle dokuların rejenerasyonuna katkıda bulu- nurlar. Vücudumuzdaki kas, cilt, ka- raciğer hücreleri belli bölündük- lerinde yine kendileri gibi bir hücre oluşturuyorlar. Bu hücre- lerin yaşam boyunca sınırsızca bölünerek diğer hücrelerin yeri- ni aldıkları düşünülmektedir. İlk olarak 1998 yılında insan embri- yosundan kök hücre elde edilip kültürlerde çoğaltılmasından sonra kök hücre araştırmaları hız kazandı (7,8). İnsanı oluşturan ilk hücre, babadan gelen sperm ile anne- den gelen yumurtanın birleşme- siyle meydana geliyor. Bu ilk hücreye, yani döllenmiş yumur- taya "zigot" deniliyor. Daha son- ra bu hücre bölünüp 2, 4, 8 hüc- re oluşturarak her 36 saatte bir sayısını ikiye katlıyor. İlk dört gün içerisindeki hücrelerin her biri tek başlarına bir insan oluş- turabilecek potansiyele sahip. Anne karnındaki gelişimin 5’inci günlerinde oluşan hücre toplulu- ğuna "blastosit" deniliyor. Bu hücreler tek başlarına insan oluşturamıyor; ama insan vücu- dunda 200’den fazla sayıda bulu- nan tüm hücre türlerine dönüşe- biliyorlar. Blastosit adı verilen bu hücre kümesinden alınan hücre- lerin her birine "embriyonel kök hücre" deniliyor. Daha sonra bu 21.Yüzyılda Kök Hücre Yrd. Doç. Dr. Oya Ulu, Yrd. Doç. Dr. Meltem Tekbaş Atay Sayfa 9DT