Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Dental Tribune Turkish Edition

Yenilik & Uygulama DENTAL TRIBUNE Türkiye Baskısı8 bir uygulamadır ama bu miktar- da tanı değeri olmayan görüntü- ler elde edildiği için hastayı de- falarca x-ışınına maruz bırak- mak söz konusu olmaktadır (2). Çeşitli konik ışınlı BT tarayı- cılarının medikal amaçlı BT ta- rayıcıları ile radyasyon dozları bakımından karşılaştırılması, karşılaştırma esnasında farklı radyasyon birimlerinin kullanıl- ması nedeni ile karmaşık bir du- ruma gelebilmektedir. Radyas- yon dozimetrisinde basitçe 3 te- mel doz birimi bulunmaktadır. Bunlar radyasyon emilim dozu, eşdeğer doz ve efektif dozdur. Farklı araştırmalarda vücudun farklı bölümlerinin maruz kaldı- ğı dozları karşılaştırmada efektif doz kullanılmaktadır (16,21). Konik ışınlı BT’lerde efektif doz geleneksel medikal BT’lere göre daha düşüktür. Farklı konik ışınlı BT makineleri marka ve bunların kurulum ayarlarına gö- re farklı efektif dozlara sahiptir. Efektif doz tek bir panoramik radyografi için 54µSv, tüm ağız periapikal radyografiler için 150µSv, geleneksel BT’lerde ise 2600 ile 6000 µSv arasındadır. Konik ışınlı BT cihazlarında efektif doz ise 45- 650 µSv ara- sında değişmektedir (11). Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografinin Uygulama Alanları 1. Endodontik uygulamalar Geleneksel radyografiler röntgen filmi ya da dijital sen- sörler üzerine düşen iki boyutlu görüntüler ile sınırlı kalmakta- dır. Konik ışınlı BT ya da diğer adı ile dental volumetrik tomog- rafi klinisyene geleneksel rad- yografilerden elde edemeyeceği önemli bilgiler sunmaktadır. İl- gilenilen bölgeyi üç boyutlu gö- rüntüleyebilme ile geleneksel radyografilerde kaçınılmaz olan superpozisyonlar elimine olmak- tadır. DVT’nin çok önemli bir avantajı da geleneksel radyogra- filer ile karşılaştırıldığında yapı- lan ölçümlerin üç boyutlu geo- metrik doğruluğunun olması olarak ifade edilmektedir (3,21) DVT’de periapikal hastalıkla- rın göstergesi olan kök ucundaki radyolusens değişiklikler gele- neksel radyografilere göre daha erken saptanmaktadır. Bu şekil- de endodontik lezyonun erken dönemde teşhis ve tedavisinin yapılması ile endodontik tedavi- de başarı yüzdesi daha geç plan- lanan bir tedaviye göre oldukça artmaktadır. Lofthag-Hansen ve ark. periapikal patolojilerin tanı- sında intraoral radyografiler ile DVTleri karşılaştırmışlar ve DVT ile inceledikleri 42 dişin herbi- rinde en az bir periapikal lezyon saptarken aynı dişleri periapikal radyografi ile incelediklerinde 33 tanesinde lezyon gözlemişler- dir. Ayrıca tek tek kökleri değer- lendirdiklerinde geleneksel rad- yografiler ile 53 lezyon saptar- ken DVT ile 33 kökte daha lez- yon belirlemişlerdir (14). Geniş periapikal lezyonlu dişlerde periapikal kist ya da granulomaların ayırıcı tanısında DVT ile geleneksel biyopsi yön- temi karşılaştırılmış, DVT gö- rüntülerindeki periapikal lez- yonların gri skalaya göre yapılan ölçümleri ile granulom ve kistle- rin ayırıcı tanısında kullanılabi- leceği belirtilmiş ve DVT’lerin biyopsiye göre klinik olarak da- ha doğru ve daha yararlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır (24). Gerek geleneksel BT gerek DVT periradikuler endodontik cerrahi planlamasında kullanıl- mıştır. Üç boyutlu görüntüleme ile kök uçlarının inferior dental kanal, mental foramen ve maksil- ler sinüs gibi önemli anatomik yapılara komşulukları izlenebil- mektedir. Velvart ve ark. medikal BT kullanılan her olguda kök uç- larının inferior dental kanal ile ilişkisinin saptanabildiğini, gele- neksel radyografilerde ise bu ora- nın %40’tan az olduğunu belirt- mişlerdir (27). DVT’lerde çok da- ha az radyasyon ile benzer so- nuçlar elde etmek mümkün ola- caktır. Rigolone ve ark. DVT’lerin üst birinci büyük azı dişlerinin palatinal köklerinin periapikal mikrocerrahisinde önemli bir rol oynayabileceği sonucuna ulaş- mışlardır. DVT ile kortikal kemik ile palatinal kök ucu arasındaki mesafe ölçülebilmekte ve kökler arasında maksiller sinüsün varlı- ğı saptanabilmektedir (22). Cerrahi operasyon öncesi kortikal kemik kalınlığı, sünger- si kemik şekli, fenestrasyon, üst ve alt çene şekilleri ile periapi- kal cerrahisi planlanan dişlerin köklerindeki eğrilikler belirlene- bilmektedir. Farklı açılardan alınmış periapikal radyografiler- de dahi izlenemeyen kök kanal- ları 3 boyutlu görüntülerden alı- nan aksiyal kesitlerde görülebil- mektedir. Periapikal lezyonun gerçek boyutu, lokalizasyonu, derecesi ve tam olarak hangi kökten kaynaklandığı belirlene- bilmektedir (21). DVT ile yapılan tek bir tarama ile tüm alveolar ve luksasyon ya- ralanmalarının niteliği ve şiddeti saptanabildiğinden DVT dentoal- veolar travmaların tanısında ya- rarlı olmaktadır. DVT’nin yatay bir kök kırığının saptanmasında kullanılması ile farklı açılardan birçok kez periapikal radyografi alınması gerekliliği ortadan kalk- makta ayrıca kırık hattının lokali- zasyonu hatasız olarak saptana- bilmektedir (26). DVT’nin endodontik uygula- malardaki en önemli alanların- Sayfa 9DT Sayfa 7DT