Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Dental Tribune Turkish Edition

günümüzde iki grup bakteriyi ifade etmektedir*** (2, 46). 1- Porphyromonas: Siyah pig- mentli (asakkarolitik Bak- teroides türü) Porphyromonas asaccharolyticus (genellikle nonoral) Porphyromonas gingivalis Porphyromonas endodontalis 2- Prevotella: Siyah pigmentli (sakkarolitik Bakteroides türü) Prevotella melaninogenica Prevotella nigrescens Prevotella denticola Prevotella tannerae Prevotella loescheii Prevotella intermedia ***: Bunların dışında pigment- siz olan bir grup Prevotella suşu daha vardır: P.buccae, P. oralis, P. oris, P.bivia, P.oulorum, P. ru- minicola. Siyah pigmentli Bacterioides türlerinin patojenik potansiyeli kollegenaz ve endodotoksin gibi hidrolitik enzimleri üretmeleri ile polimorfonuklear lökositlerin fagositik fonksiyonlarını inhibe etmelerine bağlanmıştır (14,17). Bu bakterilerin proteolitik aktivi- tesinin oldukça etkili bir virulans faktörü olduğu bildirilmiştir (19). Yapılan çalışmalarda endotoksin ile klinik semptomlar arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır. Endotoksinlerin, potanisyel bir ağrı medyatörü olan bradiki- nin üretilmesine sebep olan ha- geman faktörünü aktive ederek ağrı oluşturabilecekleri ve bak- teriyel endotoksinin presinaptik sinir terminallerinde artan mik- tarda nörotoksik aktiviteye se- bep olduğu belirtilmiştir (22). Jacinto ve ark. (20) nekrotik pulpalı kök kanallarında endo- toksin konsantrasyonunu ölçtük- leri çalışmalarında; 50 adet nek- rotik pulpalı, apikal periododonti- tisli dişte; klinik semptomlarını; ağrı, ağrı hikayesi, perküsyona hassasiyet, palpasyonda ağrı, mo- bilite ve fistül varlığı olarak belir- lemişlerdir. Sonuçta; tüm örnek- lerde endotoksin saptanmış an- cak semptomatik dişlerdeki kon- santrasyon daha yüksek bulun- muştur. 1 mililitredeki bakteri sa- yısını belirten c.f.u (colony for- ming unit) birimi kullanılarak ya- pılan ölçümler sonucunda semp- tomatik dişlerde c.f.u ortalaması 8,7x105, asemptomatik dişlerde ise bu değer 5x103 olarak bulun- muştur. Endotoksin miktarı için semptomatik vakalardaki ortala- ma konsantrasyon 20888.0 EUml- 1 (endotoksin ünit), asemptoma- tik dişlerde ise bu değer 15145.0 EU ml-1 olarak saptanmıştır. So- nuç olarak semptomlarla endo- toksin miktarı arasında pozitif korelasyon olduğu gözlenmiştir. Dahlen ve Bergenholtz (8), ben- zer şekilde nekrotik pulpalı, en- fekte dişlerdeki endotoksik akti- viteyi kök kanallarındaki gram- negatif bakteri sayısıyla ilişkili bulmuşlardır. Horiba ver ark. (18) klinik semptom gösteren tüm dişlerde endotoksin bulunma olasılığının klinik semptomu olmayan diş- lerden daha fazla olduğunu bul- muşlardır. Ayrıca endotoksin varlığının, eksüdasyon ve radyo- lusent radyografik görüntü ile korelasyon gösterdiğini belirt- mişlerdir. Diğer bir virulans faktörü olan polyaminler, spontan ağrılı ve perküsyona hassasiyeti olan nekrotik pulpalı dişlerde daha fazla konsantrasyonda bulun- dukları bildirilmiştir (24). Yapılan bu çalışmaların so- nuçları değerlendirildiğinde; semptomatik kök kanallarından elde edilen örneklerdeki endo- toksin miktarının, asemptomatik vakalardan izole edilen endotok- sin miktarından daha fazla oldu- ğu görülmektedir. Bu sonuç semptomatik kök kanalı enfeksi- yonlarındaki gram-negatif bakte- rilerin üstünlüğünü doğrulamak- tadır. Sundqvist 1976 yılında yaptığı tezinde Bacterioides türünün (Prevotella intermedia ve Porph- yromonas endodontalis) semp- tomlarla ilişkisi olabileceğini sa- vunan ilk araştırmacı olmuştur (40, 41). Daha sonra Griffe, Bac- terioides melaninogenicus ile semptomlar arasında ilişki oldu- ğunu belirtmiştir (13). Haapasalo ve ark. (14), akut ve asemptoma- tik dişler üzerinde yaptıkları ça- lışmada Porphyromonas (Bacteri- oides) endodontalis ve P.gingiva- lis’i sadece akut vakalardan izole etmişlerdir. Yoshida (48), B. me- laninogenicus’a ek olarak Peptos- treptococcus magnus’u klinik semptomlarla ilişkilendirmiş, asemptomatik dişlerden de sık- lıkla fakültatifleri izole etmiştir. Buna ek olarak asemptomatik va- kalarda Streptococcus, Lactoba- cillus, Actynomyces ve Pseudo- monas türlerinin daha çok izole edildiği belirtilmiştir (6, 9). Farklı zamanlarda yapılan bu araştır- malarda, bakterileri tespit etmek amacıyla kültür metodları kulla- nılmış ve sonuçların birbiriyle uyumlu olduğu görülmektedir. Semptomatik vakalardan alınan örneklerden siyah pigmentli bak- terilerin daha sık izole edildiği dikkat çekmektedir. Jacinto ve ark. (19) anaero- bik kültür yöntemi kullandıkları çalışmalarında semptomatik diş- lerde daha fazla bakteri bulmuş- lardır. Kültürü yapılan bakterile- rin %74,77’sini zorunlu anaerop- lar oluşturmuştur. Bunlardan %72,4’ü ağrılı, %27,6’sı ağrısız DENTAL TRIBUNE Türkiye Baskısı Bilim & Araştırma 7 Sayfa 8DT Sayfa 6DT