Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Dental Tribune Turkish Edition

Özet Diş çürüğü minenin asidik demineralizasyonuna bağlı ola- rak gelişir. Süt türevi biyoaktif peptidlerin karyojenik inhibis- yon, plak oluşturan bakteriler ve minenin demineralizasyon ve onu izleyen remineralizasyon üzerine etkilerini inceleyen ça- lışmalar yapılmaktadır. Kazeino- fosfopeptidler (CPP) ve gliko- makropeptid (GMP) diş çürükle- rinden korunmak için kişisel ba- kım ürünleri arasında yerlerini almışlardır. Çeşitli araştırmalar- da CPP ve GMP’nin Streptococ- cus mutans ve diğer karyojenik bakterilerin gelişimini (büyüme- sini) engelleyici özelliği gösteril- miştir. Sonuç olarak epidemiyo- lojik çalışmalar düşük çürük in- sidanslı çocukların yaşıtlarından daha çok süt içtiğini bildirmek- tedir. Haftada pek çok kez peynir yiyen yaşlı bireylerde kök yüzeyi çürükleri oluşma insidansı daha düşüktür. Reklamların ve basının etki- siyle günümüz insanının estetik dişhekimliğine ilgisi artmıştır. Beyazlatma ürünlerinin, evde uygulanabilir jeller, beyazlatıcı bantlar ve macunların satışının marketlere kadar yaygınlaşması ister istemez anne babaların ve medyanın yeni ürünlere ilgisini körüklemektedir. ABD’de 2003 yılında beyazlatma içerikli ürün- l e r i n s a t ı ş ı % 5 7 oranın- da art- m ı ş t ı r . 2 0 0 4 ’ t e dişhekim- leri, aileler ve çocuklar- la yapılan bir çalışmada ka- tılımcılara diş renklerinden memnun olup ol- madıkları sorul- muş ve çocukla- rın büyük çoğun- luğunun diş renk- lerini aileleri diş- hekimleri ile kar- şılaştırıldığında daha fazla önem- sediği, neredeyse tümünün dişlerini çok sarı bulduğu belirlenmiştir. Aile- lerin ve çocukların estetik problem ta- nımlamaları ile dişhekimlerinin estetik problem t a n ı m l a r ı n ı n farklı olduğu be- lirlenen çalışma- lar bulunmakta- dır (11, 13, 15). Beyazlatma uygulamalarının çocuklardaki en- dikasyonları, yan etkileri, kontrendi- kasyonları yetişkin- lerdeki uygulamalar ile aynı özellikleri taşımaktadır. Tedaviye başlanmadan önce mutlaka aydınlatılmış onam bil- dirimleri alınmalı ve saklanmalı- dır. Çocuk ya da genç erişkin bir hastaya beyazlatma tedavisi uy- gulamadan önce renkleşmenin kaynağı çok iyi anlaşılmalı ve olası yan etkiler mutlaka gözö- nünde tutulmalıdır (13). Diş renkleşmelerinin genelde, tütün kullanımı, yiyecek ve içe- cekler, ilaçlar, alkaptonüri, ame- logenesis imperfekta, dentinoge- nesis imperfekta, endemik fluoro- zis, eritroblastozis fetalis, porfiri, orak hücre anemisi ve talasemi, tetrasiklin renkleşmesi, yaş, den- tal materyaller, yiyecek- içecek- ler, pulpa nekrozu, pulpal hemo- raji, travma, diş çürükleri, çatlak- lar, Turner dişi gibi olası nedenle- re bağlı olabilir (5, 12, 19). Ancak, ağız mukozası iritas- yonları, diş kırıklarına rastlama sıklığının artması, dişlerde be- yazlatma sonrası görülebilen hassasiyet, kompozit dolgularda değişiklik oluşturabilen, diş sert dokusundaki değişiklikler, eks- ternal rezorbsiyon görülme ola- sılığındaki artış ve ankiloz gibi beyazlatma ile ilgili komplikas- yonlar da gözönünde bulundu- rulmalıdır (9, 13, 14, 18, 19). Çocuk bir hastada beyazlat- ma tedavisi uygulanması düşü- nülüyorsa; bu işleme karar veril- meden önce mineye mikroab- razyon yapılması önerilmekte- dir. Sodyum bikarbonatın bu amaçla kullanılabileceğini bildi- ren çeşitli kaynaklar bulunmak- tadır. Sonuçta dişhekimi 6-8 haf- ta gibi bir süre kazanarak etki- nin görülmesi kolaylaşacaktır. Bu süre sonunda gerekli görül- düğünde ev tipi beyazlatma yön- temlerine geçilebilir. Çocuk has- talarda özellikle karbamid pe- roksit içerikli oksidasyon mater- yalleri öncelikli olarak tercih edilmelidir. Beyazlatma sonra- sında hassasiyet, yumuşak doku- larda yanma ve kötü tat gibi yan etkiler görülebileceği hasta ve yakınlarına belirtilmelidir. Be- yazlatıcı ajanın içeriğindeki her- hangi bir maddeye allerjisi olan bireylere kesinlikle uygulama yapmaktan kaçınılmalıdır. Kar- bamit peroksitin dişeti oluğu sı- vısını azaltabileceği yine bazı ça- ılşmalarda bildirilmiştir (2, 9, 17, 19). Beyazlatma ile ilgili tüm ya- pılacaklar önceden aileye tek tek anlatılmalıdır. Tedavi kabul edil- dikten sonra başlangıç fotoğraf- ları mutlaka alınmalıdır. Alginat ölçü almanın ardından hazırla- nan beyazlatma plağı ebeveyn eşliğinde ağıza uygulanmalıdır. Beyazlatma üç farklı şekilde ya- pılabilmektedir. 1. yöntem: çocuk yatmadan önce dişlerini fırçalar, diş ipini kullanır. Beyazlatma solusyonu gece plağının içine ebeveyn ta- rafından yerleştirilir. Sabaha ka- dar çocuğun ağzında kalır. Sa- bah çıkarılır, plağın içi yıkanır, temizlenir. 7-10 gün süre ile te- daviye devam edilir. 10.gün so- nunda dişhekimine kontrole gi- dilir. Tedaviye 14 gün daha de- vam edilebilir. 2. yöntem: çocuk yemekten sonra dişlerini fırçalar, diş ipi kullanır. Ebeveyn tarafından be- yazlatma plağının içine solusyon yerleştirilir. 1 saat süre ile bekle- nir. Plak çıkarılır. Yıkanır, temiz- lenir. Yeni bir solusyon 1 saat sü- re ile tekrar yerleştirilir. Bir ge- cede üç kez birer saatlik uygula- ma yapılır. Bu uygulama da 7-10 gün devam eder. Dişhekimini kontrolunden sonra 21 güne ka- dar tedavi uzatılabilir. 3. yöntem: her iki yöntemin karışımıdır. Daha hızlı beyazla- ma sağlar. (3, 7, 10, 16) Beyazlatma başarılı ise has- tanın beyazlatma plağının içine nötral fluorid konularak hergün 10’ar dakika fluorid uygulamalı- dır. Chroll, çalışmasında çocuk hastaların neredeyse % 50’sinde hassasiyet görüldüğü bildirmiş- tir. Farklı kaynaklarda bu oran %8-66 olarak görülmektedir. Nötral fluorid uygulaması ile oluşan hassasiyetin de giderile- ceğini öne sürmektedir. Fluorid uygulamalarının 7-14 gün de- vam etmesi gerektiğini, bazı aşı- rı hassasiyet durumlarında da çocuğa bir analjezik ( paraseta- mol veya aspirin ...) verilebilece- ğini ya da beyazlatmaya 1-2 gün ara verilebileceği bildirilmekte- dir. Beyazlatma tedavilerinin 1-3 yıl ara ile tekrarlanabilir olduğu- nu da ifade etmektedir (7, 13). Brantley ve ark, 4 yaşındaki kız hastanın üst ön kesici süt diş- lerine beyazlatma tedavisi uygu- lamışlardır. Travma sonucu diş- lerinde renkleşme oluşan hasta- nın önce radyografik muayenesi yapılmış ve herhangi bir rezorb- siyon belirtisinin olmadığı belir- lenmiştir. Klinik muayene sonu- cunda da ne perkusyonda has- sasiyet ne de mobilite belirlen- miştir. Dişin vital ya da devital olması önemsenmemiştir. Aile- nin de onayı alınarak beyazlat- ma plağı hazırlanarak % 10‘luk karbamit peroksitle beyazlatma yapılması kararlaştırılmıştır. 2 hafta süreyle günde 1 saat sürey- le kaşık ağız uygulanmıştır. Etki görülmüş olsa da belirgin bir be- yazlama oluşmamıştır. Hastanın bir şikayeti olmaması nedeniyle plak 3 günde bir tüm gece ola- cak şekilde 2 hafta süreyle uygu- lanmıştır. 2 yıl sonra dişin sür- mesinde hiçbir değişiklik olma- mıştır. Hastanın sürekli dişlerin- de de herhangi bir etkilenme ol- madığı bildirilmiştir. Çocuk dişlerine beyazlatma yapılırken kullanılacak beyazlat- ma ajanının dozuna ve plağın şekline dikkat edilmelidir (4). Bussadori ve ark. 3 yaşındaki erkek hastaya foto oksidasyon yöntemi ile beyazlatma tedavisi uygulamışlardır. Travma nede- niyle kırılan üst ön süt kesici diş- lerine önce endodontik tedavi yapılmış, 1 hafta sonra da iç ve dış beyazlatma yapılmıştır. Yu- muşak dokulara vazelin sürül- müştür. Ardından dişler pomza- lanmıştır. %35’lik hidrojen pe- roksit içerikli beyazlatma padı dişin içine ve dışına sürülmüş- tür. Hem vestibül hem de palati- nal yüzeylerden 40 ar saniye sü- re ile ışık kaynağı uygulanmıştır. Su ile pad diş yüzeyinden uzak- laştırılarak renk kontrol edilmiş- tir. 2 kez uygulamadan sonra diş cam iyonomer simanla geçici olarak restore edilmiş ve 1 daki- Çocuklarda ve Genç Erişkinlerde Beyazlatma * Didem Öner Özdaş ** Gamze Aren *Doktora Öğrensici, İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Pedodonti Ana Bilim Dalı. **Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Pedodonti Ana Bilim Dalı. Bilim & Araştırma DENTAL TRIBUNE Türkiye Baskısı8 Sayfa 9DT